Yüz

19 NİSAN 57 saniye 57 saniye.

Bulutların arasından sızan Güneş ışığı vurunca yüzüne kendine geliyorsun. Diz çöktüğün yerde her yanın sızlıyor; kendini kirli ve yorgun hissediyorsun. Renkler kaybolmuş tek renk gri görebildiğin. Anlaşılmaz sesler arasında tek dileğin biraz sessizlik. Havada korku ve kandırılmışlık kokusu. Hiç kimsenin yüzü seçilmiyor eller ayaklar gövdeler var sana gelen ve ya senden giden. İçinde bir anlaşılmaz ihanetin tortusu. Ağrı ve acıdan sızlarken bile kafanda bir tek soru; neden? Birden bir ismi çağıran ses getiriyor seni kendine, renkler geliyor yerine, kokular sesler. Ellerine bulaşmış kanın kime ait olduğunu bilmek istiyorsun; bu dostun düşmanın birbirinden ayırmanın imkansız olduğu yerde. Tek dileğin önünde ki cesetin dost olmaması. Bir cesaret eğilip bakıyorsun Sırtı sana dönük cesete; kan ve Çamurlu yüzünde tanıdık bir tını var. Ellerin titreyerek temizliyorsun hasmının yüzünü ve o an görüyorsun sırtından bıçakladığın kendi yüzünü.