YIĞMA BİNA
17 EYLÜL 1 dakika, 42 saniye 1 dakika, 42 saniye.
bak burası bizim mutfak
annem biberleri burada doğrar
yazdan hazırladığı domates salçalarını bu odada saklar terasa kimse girmez
girse girse kardeşim güvercin beslemeye çıkar o kadar
burası yan balkon
babam işten gelince bu duvara yaslar sırtını
çakmağıyla açar bira kapağını yanında elli gr tuzlu fıstık ile…
Atatürk Anıt’ını her ranzaya çıktığımda görürüm ve dalgalanan bayrağı
kokoreçi senede bir yeriz
Amcamlar geldiğinde
ama her yaz da kavun karpuza doymayız
ve taze fasülyeye
ve yoğurtlu kızartmaya
inan bu kızartmaların anneminkiyle alakası yok
yuvarlak tepsi fırınımızı gör bir de
sofra bezini yaydıktan sonra annem yastacı çıkartır ince oklavayla akşamdan hazırladığı ıspanak, ısırgan otu (gerçekten ısırıyor) ve pazı yapraklarını bir güzel doğrayıp bol soğan ve lor ile harmanlar
ben kenarda sofra bezini çekiştiririm
yastaç sıkıştırdığından ve annem sinirli annem gergin
kocaman tencereye gömülürüz sonra
içi gazeteyle kaplı dışı sofra beziyle sarmalanmış…
böreği saatlerce anlatabilirim sana
tiridi
tarhananın çarşafta kuruyuşunu
bidonlara doldurduğumuz lahana turşularını
komşudan aldığımız siyah kazanı
pembe battaniyeye sarılı mayalanmış sütü
bir çuval domatesi…
hanımeli etrafında babaannemin ektiği
pembe
beyaz
kırmızı
gülü
yüzüm gözüm domates çekirdeği…
sobanın üstünde pişirdiğim küçük gözlemeyi
kadınlar gününde Tennur Teyzeden aldığım pasta tarifini
aklımda tutup evde gizlice yaptığım günü
ailecek Galatasaraylı olmamıza rağmen ön balkon demirlerinin Fenerbahçe renginde boyaması babamın
şiir dediğin kısa olur
yer elması toprakta
nane semizotu üstte
bizim ev ikinci katta
papaz eriği kurumuş
yediveren yemiş piçlerinden bir daha vermiş
kömürlük koca kayaların arasında
içi sıvalı yarım kalmış teras
sık tuğlayla örülü yığma bina
bir sayfaya sığdı
AKIN ERKOÇ
👏👏👏