Turizm, Film Üretimi ve Macera Dolu Şehirler

22 KASIM 3 dakika, 41 saniye 3 dakika, 41 saniye.

Girne'nin irite edici trafiğine takıldığım zamanlarda, arada sırada etrafa bakınırım. Genelde gözüme elinde haritalarıyla şehri gezmeye çıkmış, ilgi çekici mekanlar (Places of Interest) arayan turistler takılmıyor. Neden böyle diye sorgularken sokaklarda hızlıca yürüyen insan gölgelerine dalıp gittiğim için arkadan çalan uzun bir korna sesiyle kendime gelip yoluma devam ediyorum. Sonra küçük bir soru soruyorum kendime : Girne bir insan olsa, kim olurdu. Neler yapmaktan hoşlanırdı. En sevdiği yemek ne olurdu acaba. Kahvesini şekerli mi yoksa sade mi tercih ederdi. Biz sinemacılar için, bu küçücük detaylar oksijen kadar önemlidir.

Sıralayacağım bu filmler şehirlere hikayeler katmış, mimarisiyle birleşerek organizmayı tamamlamıştır. Bana göre mimari yapı, hikayelere vesile olmuyorsa bir anlamı yoktur (Mimar dostlarımın affına sığınıyorum).

The Third Man (Viyana)

2016 yılında Viyana'ya iş için gitmiştim. Vaktim kısıtlı olsa da The Third Man'in çekildiği sokakları gezmeyi başardım. Pek mütevazi, bir okadar da sanat fışkıran duvarlardan, daracık taş yollara filmi soludum. Ben o an Viyana'da değildim. The Third Man filminin içine doğru zaman tünelinden geçmiştim. Attığım her adımda siyah beyaz düşünceler ve maceralar vardı. Köşeyi döner dönmez işte bu dedim. Hayatımın aşkı orada değildi ama rehber eşliğinde The Third Man'in çekildiği mekanları gezen turistler vardı.

Midnight In Paris (Paris)

Paris deyince akla ilk gelen hep aşk ve Eiffel kulesi olmuştur sanırım. Bence bu çok sığ bir bakış açısı olmakla birlikte Paris'e büyük bir hakaret. Woody Allen'in yönetmenliğini yaptığı ve onlarca sanatçının çalıştığı Midnight In Paris filmi bir aşk hikayesinden öteye gitmiş, Paris şehrinin literatür ve sanat dünyasında bıraktığı izlerle birlikte insanın bulunduğu zaman diliminden kaçış fantazisini anlatmıştır. Aslında şehrin kendisi budur, Kaçış.

The Great Beauty (Roma)

Paolo Sorrentino'nun yönettiği The Great Beauty (La Grande Bellezza), Roma şehrini ve filmin baş karakteri olan Jeb Gambardello'yu anlatıyor. 65. yaşına yeni basmış, ilhamını kaybeden yazar Jeb Gambardello aslında Roma'nın ta kendisi oluyor. Penthouselarda entellektüel toplantılardan yaşadığı günlük ilişkilere kadar insan doğasını inceliyor. Benim favorilerimden. Şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.

Sinema sektörünüz ne kadar güçlüyse dünya sizi o kadar tanır!

Yerel sinema sektörümüz henüz emekleme döneminde olduğundan (Uzunca bir süredir bu böyle) malesef sektörde etkin olması gereken paydaşlar, film üretimi hem riskli hem de pahalı olduğu için hep geri durmuştur. Eğer turizmde gözle görülür bir adım atmak istiyorsak başta devlet olmak üzere yatırımcılarla birlikte masa başında fikirler üretmek zorundayız. Daha fazla vakit kaybetmeden sinema fonları oluşturmalıyız. Bunların etkin kullanım alanları genelde prodüksiyon aşamalarına göre değişir olmalıdır. Ön-yapım, prodüksiyon ve post prodüksiyon olmak üzere bu fonu üçe ayırıp yapılandırmalıyız. Ön yapım aşaması ve marketing kısmında yatırımcılarla aktif şekilde stratejiler belirlemeliyiz. Düşünsenize, bir sanat ordunuz olduğu zaman sizi kim tanımaz ki.

Medya okur-yazarlığını tartışmayı bırakıp erken yaşlarda zorunlu ders haline getirmeliyiz.

Üzülerek söylemek istiyorum ki biz hala medya okur-yazalığını seçmeli ders olarak sunuyoruz. Genç beyinler anında her bilgiye ulaşabildiğinden, bu bilgileri en etkin biçimde nasıl kullanmaları gerektiğini anlatmalıyız. Bu sorumluluk sadece eğitim kurumlarında değil, ülkede var olan tüm medya kurumlarının da sırtındadır.

Son olarak en önemli nokta sanırım şu ;

Biz şehirlerimizi istediğimiz kadar inşa edelim, en yüksek gökdelenleri dikelim, bir manası yok. Önemli olan bu varlıkları insanlarin benimseyeceği hikayeler olarak onlara sunabilmek. Burada da tek cümlelik, devletin yardımına ihtiyaç var demek yerine tüm paydaşlarla fikir birliği sağlamak gerek.

MONA ROZA'DAN MONOLOGLAR

"Bir sanatçı olarak kişinin Avrupada evi yoktur, Paris hariç." diyor Nietzsche :)
Paris’in çekim alanı söz konusu, Rilke bile buralarda yaşamış!

23 KAS 2020 Mustafa Ersenalİbrahim Başeğmez

HASAN ÇAĞLAR

Harika bir yazı, gerçekten sektörün gitmesi gereken yeri çok net işaret ediyor. Umarın senin gibi bu işe gönül ve emek vermiş insanların katkısıyla gerçekleşecek büyük hayaller. Favorim The Great Beauty :)

22 KAS 2020 İbrahim BaşeğmezMustafa Ersenal