Havada ağır bir sis, yağmur ha yağdı ha yağacak

Ve sonra dolaşacak toprağın kokusu saçlarımızda, boynumuzda...

Ham bir sevinç dolacak ciğerlerimize, yaşamak ile ölmek arasında buruk bir tatla

Severken bir çiçeği solacağını bilmek gibi bir çelişki ile

Ağır ayaklarımızla ezerken toprağı, bilmeden acıttığımız canları farketmek gibi

Farkına varmak ne tehlikelidir senin

Herkesin aynı dili konuştuğu ama kimsenin kimseyi anlamadığı bu çağda 

Yarım kalan düşleri çaresizce tamamlamak uyandığında

Pencere önündeki menekşenin çiçek açmasını beklemek, mor ve sarı

 Havada ağır bir sis, yağmur ha yağdı ha yağacak

 Sabahın ilk ışıkları vuruyor masama

 Mumun titrek, cılız ve tedirgin ışığı soluyor doğan günün karşısında

 Gökyüzünde hala yalancı yıldızlar, terketmeden şehri son kez göz kırpıyorlar 

 Arkamı dönsem bulacağım sanıyorum seni, yokluğunda buz kesen yatağımda

 Gıcırdayan her ahşapta ayak sesin çınlıyor kulağımda

 Yanık tenlerde aradığım sıcaklığın yayılıyor etrafa

 Bir kurşun saplanıyor ciğerimin sol yanına sanki

 Öyle ki paslı, kör, acımasız bir kuşun

Havada ağır bir sis, yağmur ha yağdı ha yağacak

Yoruldum birbirinin aynı geçen günlerden ve gecelerden

Acı hep aynı, kederler birbirine eş

Ve sıcak eller geziniyor boynumda, keşfe çıkmış gibi bedenimi

Öyle ki ben derin bir kayıtsızlıkla yumuyorum gözlerimi

Nemli nefesler duyuyorum baş ucumda, kısık kısık konuşmalar

Ne dediği anlaşılmayan uğultular

Hem çok yalnız hem büyük bir kargaşının içinde

Havada ağır bir sis, yağmur ha yağdı ha yağacak

Anlaşılmıyor gün ve gece

Ve ben

Bir alacanın içinde göğe yükselttim ruhumu

Çıkmış seyrediyorum geride kalan enkazı

Hangisiyim bilmiyorum, seyreden benim

Ama altında kaldığım enkazın yükü var hala omuzlarımda

Üstüm başım kir, pas, toz...

Geriye dönmeli diyorum geriye, her şeyin başladığı o yere

Ta Olmpos'a ta Efes'e

Tanırların bol ve bereketli olduğu o çağlara

Havada ağır bir sis, yağmur ha yağdı ha yağacak

Beklemeye dermanı kalmadı gözlerimin ve ilk damlayı o düşürdü yeryüzüne

Tuzunu karıştırdı toprağa, kendinden bir parça bırakmak niyetiyle bu dünyaya