SHANTARAM

03 MART 5 dakika, 26 saniye 5 dakika, 26 saniye.

"Aşk, kader ve yaptığımız seçimler hakkında bildiklerimi öğrenmem çok uzun sürdü, dünyanın pek çok yerini dolaşmam gerekti ama hepsinin özünü bir anda, bir duvara zincirlenmiş halde işkence görürken kavradım. Beynimde yankılanan çığlıklar arasında, elim kolum bağlı ve tamamen çaresizken aniden fark ettim, hala özgürdüm. Bana işkence eden adamlardan nefret etmekte ya da onları bağışlamakta özgürdüm. Kulağa pek de önemli bir şey gibi gelmediğini biliyorum. Ama zincirler vücudunuzu keserken ve sahip olduğunuz tek şey bu seçim hakkıyken özgürlük size dünyalar kadar büyük görünüyor. Ve yaptığınız seçim, nefret etme ya da affetme kararı, hayatınızın hikâyesi olabiliyor."

Giriş paragrafının üzerine sayfalarca yazı yazılabilir. Beni, kitap elimdeyken uzun uzun düşündüren bir paragraf olmuştur. Nerden duyduğumu hatırlamadığım ama okumaya karar verdiğim bir kitaptı. Sahafa gitmeye karar verdim ama açık söylemek gerekirse bulacağımı hiç sanmıyordum. Hala kitabı çevremde pek bilen çıkmıyor. Sahafa kitabı sormak için beklerken arkamı döndüğümde tam karşımda duruyordu. Hem de kitapların arasında değil önünde ve ön kapağı bana dönük halde. Bu size çok saçma gelebilir ama o an bu kitabın benim için çok şey ifade edeceğini anlamıştım. Zaten kapağını açıp giriş paragrafın okuduktan sonra bundan emin oldum. Size kısaca hikayeden bahsetmek istiyorum.

Aslında bakarsanız bu bir otobiyografi, zaten bunu öğrendikten sonra daha büyük bir hayretle okudum kitabı. Çünkü bir insanın -kurgu bir karakter olmayan gerçek bir insanın- bunca şey yaşaması beni inanılmaz etkilemişti. Memleketi Avustralya'da yasadışı işlere karıştığı için hapse giren, hapishaneden kaçıp önce Yeni Zelanda'ya ardında ise Hindistan'a kaçan ve Bombay kentinde uzun bir süre kaçak hayatı yaşayan bir adamın kendi hikayesi olan bu kitaptaki her karakter ayrı ayrı üzerine konuşulması gereken durumda bana göre. Bu kadarı da olmaz dediğimiz onlarca olay yaşıyor karakterimiz ve aynı zamanda yazarımız. Aynı zamanda Hindistan ile ilgili enteresan pek çok bilgi, gelenek, kültürü de beraber inceleme fırsatınız oluyor.

Bu kitabı okudum demek yerine izledim demek sanırım daha doğru olacak. Tıpkı sürükleyici bir macera filmi gibi bizleri bir sonraki sahnede ne olacak telaşı ile içinde tutan müthiş bir anlatımı olduğunu belirtmek istiyorum. Anlattıklarımdan yola çıkarak bunun bir macera kitabı olduğu düşüncesi yerleşmesin kafanızda çünkü içinde geçen felsefi sohbetleri okurken durup durup sizlerde sohbete dahil olacak ve düşüncelerinizin içinde geziye çıkacaksınız. Sizler için aşağıya kitaptan alıntı yaptığım bir kaç parçayı bırakıyorum.

"Ama dünyada yozlaşmamış tek bir ulus bile yok. Paranın kötüye kullanılmasına bağışıklığı olan bir sistem yok."

"Yeterince uzun süre hapishanede kalmış herhangi bir adama onu neyin kalpsiz bir insana dönüştürdüğünü sorun, size 'adalet sistemi' diye yanıt verecektir."

"Bazen kazanmadan önce teslim olman gerekir."

"Ruh bir ülkeye ait değildir. Ruhun rengi, aksanı ya da yaşam biçimi yoktur."

"Sevgi istememizin ve onu çaresizce aramamızın nedenlerinden biri de sevginin yalnızlığın, utancın ve kederin tek ilacı olmasıdır. Fakat bazen duygular kalbinizde öyle derinlere gömülüdür ki sadece yalnızlık onları tekrar bulmanıza yardımcı olabilir. Bazı gerçekler o kadar acı vericidir ki sadece utanç onlarla yaşamanıza yardımcı olabilir. Ve bazı şeyler o kadar üzücüdür ki sadece ruhunuz sizin için ağlayabilir."

"Kaçak hayatın gerçeklerinden biri de sevdiğiniz insanların güvendiklerinizden daha çok olmasıydı. Eğer güvenli bir hayat sürüyorsanız, bunun tam tersi geçerlidir.."

"Yoksulluk ve gurur, kan kardeş gibidir. Fakat sonunda mutlaka biri diğerini öldürür."

"Politikacı denen kişi ortada bir nehir bile yokken sana köprü sözü veren kişidir."

"Yarışmam gereken biri yoktu. O zamanlar ölü sevgililerin en güçlü rakipler olduğunu bilmeyecek kadar gençtim."

"Mutluluk bir efsanedir. Biz bir şeyler alalım diye icat edilmiştir."

"Mutluluğun ağır yükü ancak acının merhemiyle hafifletilebilir."

"Her ne çeşit olursa olsun, acı aslında ne kaybettiğimizle ilgiliydi. Gençken bize acı verildiğini düşünürüz. Biraz daha yaşlanınca ve çelik kapılar yüzümüze kapanınca, gerçek acının bizden alınanlar olduğunu anlarız."

"İnsanlar her zaman güvenleriyle bizi incitirler. Birini incitmenin en kesin yolu, ona kayıtsız şartsız güvenmektir."

"En büyük yanlışlar birşeyleri değiştirmeye çalışan kişiler tarafından yapılır."

"Yaşıyoruz, çünkü sevebiliyoruz. Seviyoruz, çünkü affedebiliyoruz."

"Birinden yanlış sebeplerden nefret ettiğimizde kinin ve zalimliğin sonu yoktur."

"Bahsetmediği hafif çiziklerin de, en az derin yaralar kadar önemli olduğunu biliyordum."

"Hatalar kötü aşıklardır. Onlardan birşeyler öğrendikçe öğrenmemiş olmayı daha da çok dilersin."

"Hapishaneler, şeytanların dua etmeyi öğrendiği mabetlerdir."

"Açlıktan ölürken bunun birini öldürmenin en zalim yolu olduğunu öğreniyordum."

"Para bütün kötülüklerin kaynağı değildir. Asıl kötülük paranın kaynağıdır."

"Saklamanın acı vermediği şey sır sayılmaz."

"Doğru nedenlerle yanlış bir şey yapmak mümkündür."

"Günah kötülüğün bir ölçüsüdür."

"Hangi ülkede, hangi düzende olursa olsun zengin kesim parayla adaleti satın alabiliyordu."

"Bir hayatı kurtarmak içim mücadele etmek bir hayatı sona erdirmek için dövüşmekten çok daha iyi ve sağlam bir nedendir."

"Ona iyi bir adamın, kadınının ihtiyacı olduğu kadar güçlü olacağını söyledim."

"Bir adama nasıl da boş yere umut ettiğini gösterirseniz onun sevilmek isteyen inançlı, parlak yanını öldürürsünüz."

"Kader her zaman önüne iki seçenek sunar, seçmen gereken ile seçtiğin."

İBRAHIM BAŞEĞMEZ

Bazen, bazı kitapları okumamızı istiyor hayat. Tanrılar Okulu kitabını Zorlu Center'da dolaşırken, önüme düşmüştü benim de resmen, raftan. Sanki bunu okumalısın mesajı verilir gibi... Bahsettiğiniz kitabı okuyacağım. Eğer okumadıysanız size de Tanrılar Okulu kitabını tavsiye ederim.
*Not: Bu arada arayı açmayalım, özledik sizi... :)

04 MAR 2021 Asya EkinHasan Çağlar

ASYA EKIN

Okumadım kesinlikle okuyacağım ama tavsiyeleriniz ve değerli yorumlarınız için teşekkür ederim.
*Not: Arayı açmamaya daha fazla özen göstereceğim artık :)

04 MAR 2021 İbrahim BaşeğmezHasan Çağlar