Sazın Türküsü Var

18 NİSAN 6 dakika, 1 saniye 6 dakika, 1 saniye.

Değmen benim gamlı yaslı gönlüme. Ben bir selvi boylu yardan ayrıldım...Aslında türkünün öyküsü sözlerinde gizlidir. Türkümüz nazlı ve fidan boylu yarinden ayrılan bir yiğitten bahseder. Bu yiğidimizin bir zamanlar bağı varmış, bostanı varmış. Sonra talan vurmuş, düşmez kalkmaz bir Allah'mış, her gelen ona ayrı bir tekme vurmuş. Bir hikaye daha mutsuz sonla bitmiş. Gökten üç elma düşmemiş...

Kul Abbas mahlaslı bu türkü/şiir aslında Anadolu’da da yaygın olarak bilinen Abbas ile Gülkız hikayesinin kahramanı 16. yüzyılın sonunda yaşamış Tufarganlı Abbas’a aittir.

Neşet Ertaş, Ankara’da gazinolarda çalıştığı dönemde yine gazinoda kendisi gibi şarkı söyleyen Leyla’ya âşık olur. Neşet Ertaş’ın babası Muarrem Ertaş, Ankara’ya radyoya bozlak okumaya gelir ve bu aşktan haberdar olur. Leyla’yla tanışmak ister. Leyla’yla tanışır. Ve der ki Neşet Ertaş’a, bu kız bizim dengimiz değil, ben senin bu kızla evlenmeni istemiyorum. Neşet Ertaş her ne kadar baba sevgisi yaşasa da içerisinde Leyla’ya olan sevdasına engel olamaz ve Leyla’yla evlenir. Üç çocukları olur. Ne yazık ki bir süre sonra anlaşamaz, ayrılırlar. Neşet Ertaş ayrılıktan sonra adeta efkâr yaşar, üç tane beste yapar. ‘Cahildim Dünyanın Rengine Kandım’ı babasına, ‘Yazımı kışa çevirdin tatlım dillim, neredesin seni’yi de Leyla’sına.” 

Köyde düğün olacaktır, civardan misafirler gelmeye başlar. Genç Abdurrahim köyünde genç bir kız görür, gördüğü kız ailesiyle komşunun düğününe gelen misafir kızdır. Tanışmak nasip olur… Mihriban’ın kelime anlamı: Şefkatli, merhametli, muhabbetli, güler yüzlü, yumuşak huylu manasına gelmektedir. İşte bu kız da aynı şeyleri kendi sıfatı yapmıştır. Misafirlikleri ilerledikçe aşk da ilerler.

Bir sabah Abdurrahim kalkar ve Mihriban adını koyduğu sevdalısını görmeye gider, gider ki misafirler gitmiştir. Abdurrahim’in dünyası artık değişir, hayat manasızlaşmıştır, aşk acısı yüreğini yakar… Bu halini gören ailesi, kızı bulmak için Maraş’a gider, uzun aramadan sonra kızın ailesini bulur ve kızı isterler. Önce “kız küçük” derler, bahane bulurlar. Bakarlar ki Abdurrahim’in ailesi ısrarcıdır, gerçeği söylerler: “Kız nişanlıdır…”

Ailesinin halinden olumsuzluğu sezen Abdurrahim, kızın nişanlı olduğunu duyunca da: “Bir daha bu evde ismi anılmayacak ve konusu geçmeyecek.” der.

7 yıl sonra aşk ateşinin sönmediği anlaşılacaktır:

Sarı saçlarına deli gönlümü,

Bağlamıştın, çözülmüyor Mihriban.

Ayrılıktan zor belleme ölümü,

Görmeyince sezilmiyor Mihriban.

Yar, deyince kalem elden düşüyor,

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor,

Lambada titreyen alev üşüyor,

Aşk kâğıda yazılmıyor Mihriban.

Önce naz sonra söz ve sonra hile,

Sevilen seveni düşürür dile.

Seneler asırlar değişse bile,

Eski töre bozulmuyor Mihriban.

Tabiplerde ilaç yoktur yarama,

Aşk değince ötesini arama.

Her nesnenin bir bitimi var ama,

Aşka hudut çizilmiyor Mihriban.

Boşa bağlanmış bülbül gülüne,

Kar koysan köz olur aşkın külüne,

Şaştım kara bahtım tahammülüne,

Taşa çalsam ezilmiyor Mihriban.

Tarife sığmıyor aşkın anlamı,

Ancak çeken bilir bu derdi gamı.

Bir kördüğüm baştan sona tamamı,

Çözemedim çözülmüyor Mihriban.

Bu şiir türküye dönüşünce de duymayan kalmaz. Tabi Mihriban da… Bir mektup yazar Abdurrahim’e “Unutmak kolay değil” der. Abdurrahim ikinci bir şiir yazar:

“Unutmak kolay mı? ” deme,

Unutursun Mihriban’ım.

Oğlun, kızın olsun hele

Unutursun Mihriban’ım.

Zaman erir kelep kelep…

Meyve dalında kalmaz hep.

Unutturur birçok sebep,

Unutursun Mihriban’ım.

Yıllar sinene yaslanır;

Hatıraların paslanır.

Bu deli gönlün uslanır.

Unutursun Mihriban’ım.

Süt emerdin gündüz-gece

Unuttun ya, büyüyünce…

Ha işte tıpkı öylece,

Unutursun Mihriban’ım.

Gün geçer, azalır sevgi;

Değişir her şeyin rengi.

Bugün değil, yarın belki,

Unutursun Mihriban’ım.

Düzen böyle bu gemide;

Eskiler yiter yenide.

Beni değil, sen seni de,

Unutursun Mihriban’ım.

“Mistik bir olgunlukla, Son bir kez diyor… Son bir kez daha görmek istemezdim… O beni hayalindeki gibi yaşatsın, ben de onu hayalimdeki gibi. O aşk, masum bir aşktı. Güzel bir aşktı. Bırakalım öyle kalsın…”

“Bazen aklıma düşüyor. Ben unutursun diyorum ama insan hiçbir zaman unutamıyor… O bir mektup üzerine yazılmıştır. Benim gönderdiğim bir mektuptan dolayı bir cevap aldım. “Unutmak kolay mı?” başlığı mektubun. “Unutmak kolay mı? deme/Unutursun Mihriban’ım” diyorum. “Düzen böyle bu gemide/Eskiler yiter yeni de/Beni değil, sen seni de unutursun Mihriban’ım” diyorum…

Elif’ten ayrıldıktan sonra Kırşehir’e gelen Karacaoğlan, Kırşehir halkından sözügeçen bazı kişileri Çiçekdağı’ndaki Elif’in babası Sarı Haliloğlu’na ricacı göndermiş, fakat bir netice alamamıştır. Elife kavuşamamanın üzüntüsü içinde sazını omuzlayan Karacaoğlan, çaresiz tekrar Torosların yolunu tutar. Karacaoğlan’ın giderken söylediği aşağıdaki şu türkü bölge halkının belleğinden hâlâ silinmemiştir.


Hekimoğlu İbrahim, Fatsa’da yaşayan bir delikanlıdır. Burada Gürcü Sefer Ağa’nın yanında çalışır ve onun kızına gönlünü kaptırır. Delikanlının kızla gizli görüşmeleri duyulunca, kızın nişanlısı olan Seyyid Ağa ve adamları Hekimoğlu İbrahim’in peşine düşer. Bir çatışma yaşanır. Bu çatışmada İbrahim, Sefer Ağa’nın önemli bir adamını öldürür. Bu olaydan sonra Hekimoğlu olarak anılmaya başlar. Dağa çıkar ve kaçarak yaşamaya başlar. Hekimoğlu’nun dağa çıktığını duyan yöre köylüleri kendisine kucak açarlar. Yoksul halkla dostluk kuran, zenginlerden alıp fakirlere veren Hekimoğlu’nun ünü daha da artar. Himayesine birçok kişi girer. Gürcü beyinin korkulu rüyası olur. Bir gün Hekimoğlu’nun yeğenleri pusuya düşürülür. Bunu haber alan Hekimoğlu, intikam almak için pusu kurulan yere gider ancak kendisi de bu oyunda kurban olur. Uğradığı saldırıda ağır yaralanır ve can verir.

Konaklar yaptırdım döşetemedim

Ünye Fatsa bir oldu başedemedim

Ünye Fatsa arası ordu kuruldu

Hekimoğlu dediğin o da vuruldu

FATMA

Hikayesi olan her şey güzel değil mi ? Dinlediğimiz şarkıların, türkülerin anlamlarını bilip dinlemek daha güzel oluyormuş. Tebrik ederim seniii, bu güzel paylaşımın için.

18 NİS 2021 Emre Gürses

İBRAHIM BAŞEĞMEZ

Harika hikaye.
Yapıyorsun bu sporu Emre :D

18 NİS 2021 Emre GürsesFatma

EMRE GÜRSES

Seninle birlikte bir türküye hikaye yazmayı sabırsızlıkla bekliyorum. O zaman bu sporu yaparız işte :))

18 NİS 2021 Fatma

İBRAHIM BAŞEĞMEZ

Deneysel olur, güzel olur 😁

18 NİS 2021 Emre Gürses