Rose Adası Cumhuriyeti

14 ARALIK 3 dakika, 1 saniye 3 dakika, 1 saniye.

Bu sıralar Netflix de popüler olan "Rose Adasının inanılmaz hikayesi" isimli filmi izledim. Çok ilginç bulduğum bu hikayeyi paylaşmak istedim.

Bir mühendisin tutkuyla neler yapabileceğini isteyince sınırları ne kadar zorlayabileceğini çok net anlatıyor.

Rose Adası Cumhuriyeti (Esperanto: Insulo de la Rozoj), 1968 yılında İtalyan mühendis Giorgio Rosa'nın Adriyatik Denizi'nde 400 metrekarelik platform üzerinde inşa ettirdiği kısa ömürlü mikroulus. Resmî dili Esperantodur. Esperantonun resmî dil ilan edildiği ilk ve tek devlettir.

Kısa bir süre bağımsız kalan devlet, İtalyan hükümetinin talimatıyla İtalya'nın egemenlik hakkını ihlal ettiği gerekçesiyle İtalyan Donanması tarafından işgal edilip 13 Şubat 1969'da havaya uçurulmuştur.

Aynı gün, Giorgio Rosa tarafından ülkenin Sürgün hükümeti kurulmuştur.

BAYRAĞI

Evet gerçek bir hikaye, Giorgio Rosa isimli bir mühendis 1960’lı yılların sonunda Adriyatik denizine; içinde bar, restoran, hediyelik eşya dükkânın bulunduğu bir ada inşa etti.

Giorgio Rosa’nın bu gerçek hikayesinin konu edildiği “Rose Adası’nın İnanılmaz Hikâyesi” filmi ile beraber; genç mühendisin kendi adasını yeni bir devlet şeklinde tanıttığı yıllara götürerek, İtalyan yetkilere karşı mücadelesi ele alındı. Çoğu insanın duymadığı bu ilgi çekici konuyu beyaz perdeye taşıyan yönetmen Sydney Sibilia, oldukça başarılı bir işe imzasını atmış.

Aslında İtalya da büyük anne ve babaların şahit olduğu inanılmaz bir hikâye. Neredeyse sadece yerel halkın duyduğu bu olayı dünyaya da tanıtmak isteyen yapımcı, inanılmaz bir iş çıkartmış bence.

İnternette yer alan bilgilere göre; 2017 yılında 92 yaşında vefat eden Giorgio Rosa, film teklifi geldiğinde pek olumlu karşılamasa da ilerleyen günlerde ikna olarak hikâyenin eksik parçalarının bir kısmını yapımcılarla paylaşmış. Bu sayede konunun bütünlüğünü yakalayan film ekibi gerekli organizasyonları gerçekleştirmeye koyulmuş. 

Ada ve Rose hakkındaki diğer bilgiler şöyle; Rose yaptığı araştırmaların ardından 1967 yılında İtalya Rimini şehrinde bir ada inşa etmeye karar verir. Kıyıdan oldukça uzak bir yere kurulan ada, İtalyan yetkililerin denetimi altında sayılmamakta ve Rose’ya göre bağımsız devlet anlayışını benimsemekteymiş. Kendisini başkan ilan ettiği Gül Adası’nda çeşitli aktiviteler düzenleyerek ilgi odağı olmayı başarmış. İçki, kumar ve vergi kıstasları göze alındığında yetkililer tarafından oldukça olumsuz karşılanan bu yaşam yeri oldukça popüler olmuş. Rose’nin burası benim özgürlüğüm şeklindeki açıklaması, devlete karşı ne kadar dirençli olduğunun göstergesi haline gelmiş.

Aylar sonra İtalyan devleti, adayı suya gömmeyi başarmış. Araba icat etmeye, elektrikle uğraşmaya genel olarak mühendisliğe büyük emek harcayan Rose; adayı ayakta tutamamış fakat diğer konularda büyük takdir almış. 

Özellikle Avrupa konseyinde Adayı tanıtmak için verdiği çaba takdir topluyor ve Avrupa konseyine karar aldırtıyor. Karar ne kadar olumsuz da olsa şöyle bir yorum çıkıyor.

Ada Avrupa suları dışında olduğundan "İtalya ile Bağımsız Rose Cumhuriyeti" arasında olan anlaşmazlığı müzakere edemeyeceğini açıklayıp esasen onu Bağımsız bir devlet olarak kabul etti deniyor...


MURAT KOZAEKER

Film,i izledim. Çok güzel,di fakat hikayenin sonu üzücü ve bir okadarda anlam yüklü bir filmdi. Kısaca yorumlamak istiyorum. “Sisteme ayak uydurmak zorundasın”

17 ARA 2020 Hasan Çağlar

NIL TUNCER

Değerlendirme yazının etkisi ile sayende müthiş bir film izledim! Teşekkürler
Sugar Man izlemediysen ;) seveceksin

15 ARA 2020 Hasan Çağlar

HASAN ÇAĞLAR

Beğenmene sevindim, izleyeceğim ben de Sugar Man filmini :)

15 ARA 2020 Nil Tuncer