Kulüp yönetmek, en az holding yönetmek kadar zor. Kolay değil; para, zaman ve emek isteyen bir süreç. Bir taraftan federasyon, medya ve camia, diğer taraftan ise teknik heyet ve futbolcular ile uğraşmak, uzlaştırmak ve çözümler üretip hedeflenen başarıya ulaşmak çok ama çok zor. Kulüplerimizin şu an büyük bir kısmının sabit gelirleri yok ama aylık sabit giderleri var. Çözüm? Çözüm ise çağdaş futbol ülkelerindeki finansmanla ilgili uygulamaları kulübe adapte etmeden geçer. Ne yapabiliriz ya da ne yapamayız? Muhtemel Gelir Kalemleri ile ilgili dünya örneklerini özetleyecek olursak şunları sıralayabiliriz:

 Kombine bilet satış geliri; Bu uygulama tüm kulüplerde derhâl başlatılmalıdır,

 Maç hasılat gelirleri; Biz daha hakemleri ödeyemiyoruz, bu maddeden henüz bir beklentimiz yok,

 Araba park yerleri, su, aydınlatma ve temizlik vb. faturalardan katkı payı geliri; Belediye başkanları oy istemeye geldiğinde mi konuşuruz?,

 Aidat gelirleri; Elden alma lafazanlığa değmez. Ancak, GSM operatörleri ile görüşerek “boş mesaj” katkı uygulaması fena değil ama taraftar veya sempatizanlarla yapılacak “sezonluk sözleşme” ile mobil telefon faturasına yansıtılmak üzere alınacak otomatik rutin katkı payı çok önemli (Omonia kulübü 55 bin taraftardan yılda 3,5 Milyon Euro yarattı ve giderek artırıyor),

 TV yayıncı kuruluş geliri; Arttırılsa iyi olur,

 Sponsor geliri; Mevcut Sponsorluk Tüzüğü derhal tanıtılıp, revizyonu konusu tartışmaya açılmalıdır,

 Müşterek Bahis geliri; Çok tehlikeli ama oldukça tatmin edici bir gelir. İddia Şirketi “iddialı” maçları tahtasına alıyor ve her hafta ilgili takıma 35 Bin TL. ödeme yapıyor(muş), denenebilir.

 Stad isim haklarının yıllık satış geliri; Spor Dairesi ile görüşmeler yapılmalıdır,

 Hediyelik eşya geliri; MTG ile başladı ama vergi konusu çözülerek devam edilmeli ve geliştirilmelidir. Sosyologlar diyor ki çocukların takım seçimi, giydirilen formadan geçer,

 Seremoni geliri; Eğer çocuğunuzun içerdeki maçlarda Sergio Ramos ile el ele maskot olarak çıkmasını isterseniz fiyatı yıllık 20 Bin Euro. Denenebilinir,

 Futbol Okulları geliri; Arsenal dört gün için 240 STG alıyor. Üstelik teknik direktör ve diğer futbolcularla birlikte fotoğraf çekimi promosyonu dahil. Oldukça etkili.

 Şirketleşme, borsadaki hisse senedi satışları geliri; Daha kırk fırın ekmek isteriz,

 Kulüp kredi kartı geliri; Yapılan her alışverişten komisyon geliri olabilir,

 Bonservis gelirleri; Bilirkişilerden oluşturulacak birkaç Tarama Grubu, yetenekli genç takım oyuncularını kulübe bağlayıp pazarlayabilir,

 Balo ve diğer açık artırma gelirleri; Bizdeki abuk rakı - ayran gecelerine devam, en azından hiç yoktan iyidir.

Neyse, 28 Ağustos 1963 tarihinde, Martin Luther King’in 300 Bin kişi huzurunda ‘ırkçılık’ ile ilgili yaptığı konuşmadaki “I have a dream”i kadar meşhur olmasa da, sonuçta benim hayalim de bu işte.