Fotoğraf Hikayeleri - 2 (Kuşlar)

21 ARALIK 1 dakika, 23 saniye 1 dakika, 23 saniye.


Hayat kısa, kuşları rahat bırakın..

Şaire saygımız sonsuz fakat onu pazarlayana sonsuz küfürlerimiz var.

Her şeyin satılabileceğini öğrenen insanoğlu, günümüzde kaçınılmaz rekabetin içine düşünce nefsini yarı çıplak aşkla giydirerek türlü çiçeğe böceğe hayvana benzetme aradı.. Buldu da..

Yaprak oldu..

Uğur böceği oldu..

Su oldu..

Kömür gözlü oldu..

En son köpek oldu.. Ama sadık olamadı..

Ne zaman ki kendisine ihanet etti, kayboldu.

Aramaya bile kalkmadı, akışına bıraktı.

Bazıları akışta kayboldu yokuşu bilmediklerinden..

Bazıları çıplak gözle görülemeyecek kadar yükseldi kanadı olmadan.

Çıplaklıklarıyla alçalan bedenlerin meydan savaşını izlediler yukardan.

Kan gövdeyi götürdü. Kollar, bacaklar, göğüsler, baldırlar, spor arabalar, kimsenin adını söylemeyi beceremediği pahalı içkiler, öksürten ağız dolusu purolar, lüks otel odaları, kağıt terlikler, öpüşmeyi bilmeyen dudaklar, yorgun sabahlar, nasıldımlar..

Sabahın beşinde eve dönüş yolunda iki ileri bir geri kaldırım taşlarını takip ederken çektim bu fotoğrafı. Hepsi nefeslerini tutmuş beni izliyorlardı sanki ve ben kaçarken onlar yakalamıştı beni. Tek forsu bir çift kanadı olan bu yaratıkların bir koro halinde yarım ağızlı ve küçümser bir tavırla "wnçk nıçk çk çık şuna bak" dediklerini duydum.. Utandım..

O saatte Lafonten'e sözüm yok..

Sözüm sana Cemal..

Kuşları rahat bırak..

Hayat sandığımızdan uzun..

Belki de ucuz..

HASAN ÇAĞLAR

Tek kelimeyle harika... Tebrik ederim.

21 ARA 2020