Faizlerin düşüşü gadriye abayı neden ilgilendirir?

06 KASIM 3 dakika, 39 saniye 3 dakika, 39 saniye.

Merkez Bankası Politika faizi geçen hafta yüzde 24’ten 425 baz puan düşüşle yüzde 19,25’e indi. Böylece faiz konusundaki bu indirim oranı beklenin biraz üzerinde gerçekleşti. Bu faiz indirimi özellikle borçlu hane halkını ve reel sektörü şüphesiz etkileyecektir. Faiz indirimi için atılan bu adımla ekonomi için kısa vadede sorun yaşanmayacaktır ama sorunlarda aslında hemen çözmeyecektir. Faiz indirimi Amerika’nın politik yaptırımları erteleme ihtimalinin olduğu bir dönemde yapılarak ekonomi için iyi bir zemin hazırlamıştır. İndirimin ekonomiye yansıması Gadriye Aba için önem taşıyacaktır. Perakende satışları düşmeye devam ediyor. Hem firmalar hem hane halkları borçlu durumdadır. Firmalar düşen faizlerle borcunu daha kolay döndüreceği bir döneme girecektir. Hane halkı açısından ise satın alma gücünün bu kadar düştüğü, işsizliğin arttığı ortamda mevcut borçlu hanelerin düşen faizlerle tüketiminin artacağı ve böylece ekonomiyi canlandıracak bir düzeyde de etki edeceği aşikardır. Tabi ki diğer bir pencereden bakmakta lazım ki o da faiz indirimi ile sadece ekonomide toparlama beklemenin tek başına hayal olduğudur. Avrupa’daki reel faizlerin negatif olduğu ve buna bağlı olaraktan yıllarca süregelerek ekonomilerini tam olarak düzeltememeleri ortadadır. Orta vadede faiz indiriminin etkileri önümüzdeki dönemdeki tüm gelişmelere bağlı olarak tekrardan kurlarda artışa sebebiyet verebilir. Türkiye risk primi en yüksek gelişmekte olan ülkeler arasındadır. Faiz indirimi ülkeye olan sermaye girişlerini zorlayacaktır. Bu ortamda orta vadede ortaya çıkacak olan kur artışı bugünlerde düşme eğiliminde olan enflasyonu da yukarı yönlü olarak çevirebilecek seviyeye gelebilir. Faizde indirim kesinlikle umut vericidir. Faizin yüksek kaldığı her gün, ülkelerin yatırım potansiyelini etkilemektedir. Enflasyonda aşağı yönlü bir eğilim yakalamışken, faizle enflasyon arasındaki makası açık tutma lüksü bulunmamaktadır. Genel olarak dünyada da faizlerin aşağı doğru hareketlendiği bir konjonktürdeyiz ve faiz indirimleri az da olsa yılsonuna kadar kontrollü bir şekilde devam etmelidir. Yüksek faiz üretim maliyetlerini artırarak rekabet gücünü ve yatırımı zayıflatmaktadır. Yüksek faiz, üretim mekanizmasını durma noktasına getirmektedir. Faizdeki düşüş, üreticileri yeniden harekete geçirerek yeni yatırımların yapılmasını sağlayacaktır. Faizin düşmesi ekonomi ve sanayiciler için çok kritik bir karardır. Düşük faiz sayesinde artacak olan üretim kalıcı ve sürdürülebilir ekonomiye can verecektir; Böylece üretime ve ihracata dayalı reel ekonominin gerçekleşmesiyle ekonomide kalıcı bir iyileşme sağlanacaktır. Peki bu işler bu kadar kolay mı? Elbette değil. Ekonomik, siyasi ve jeopolitik riskler devam ediyor. Bunların nereye doğru evrileceği belli değildir ve bunların döviz kuruna olan etkilerine de dikkat etmek gerekmektedir. Sadece faiz düşüşü ile değil, tüm bunların yanında döviz kurununda sıçramasını engeleyebilmek için çalışmalar gerekmektedir yoksa bu kısır döngü yine ayni şekilde devam edecektir. Gelelim Gadriye Abayı nelerin beklediğine... Faiz indirimlerinin gerçekleşmesi ve genişletici para politikası ile enflasyon oranlarının da parallel olarak düşmesi de ayni zamanda amaçlanmaktadır. Faiz indirimi ile üretim ve yatırım artacak ve böylece işsizlik oranları da düşecek. Gadriye Aba’nın çocuğu iş bulacak ve işe girerek çalışacak. Üretim artacak, ithalat artacak, dış ticaret açığı azalacak. Daha uygun faizden Gadriye Aba kredi çekecek ve elinde daha fazla para kalacağından dolayı tüketimi artacak çarşıda alışverişini yapacak ve ayni zamanda tatilini de yapacak. Herhafta dışarıda yemeğini de yiyecek. Dünya faiz indirimi üzerinde dönüyor bu sıralar, yani hal böyle olunca gelişmekte olan ülkeler faiz indirimi yapınca yabancı yatırımcılar ülkeden çıkış yapmıyor ve döviz yani yabancı para ülkede kalıyor. Bu durumda fazla olan döviz ne demek, kurların yükselmemesi demek; Böylece ithal mallarda da pahalılık olmuyor ve Gadriye Aba kendine de beyaz eşya alabiliyor.