David Joel Stern (Eylül 22, 1942 – Ocak 1, 2020 rahmetlere); New York Manhattan doğumlu. Eric ve Andrew adlı iki oğlucuğu var. Yıllık geliri 9 milyon USD helaldi. Gençliğinde sıkı bir New York Knicks taraftarıydı. Esas mesleği avukatlık. Columbia Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nden mezun olan Stern’in bir avukat olarak NBA’yi (National Basketball Association) dünya markası olmaya götüren süreçte gözardı edilemeyecek önemli girişimlerini izledik.

1984-2014 yılları arasında NBA’in başkanlık görevini üstlenen efsane basketbol yöneticisi David Stern 77 yaşında beyin kanaması nedeniyle 1 Ocak 2020 günü hayatını kaybetti. Stern geçmişte görevi devretmesinin ardından “Onursal Başkan” ilan edilmişti. Görev süresi boyunca takım sayısını artırmak, ligin değeri açısından önemli anlaşmalar imzalamak ve oyuncular için kıyafet yönetmeliği gibi adımlar atan Stern, NBA’in dünya çapında yaygın hale gelmesini de sağlamıştı rahmetli.

Stern’in olaylara çok çabuk müdahele edebilmesi, yanlışlıklara karşı gerekli önlemleri hızla alabilmesi, yaptığı yenilik ve kural değişiklikleriyle izlenilirliği ve heyecanı artıracak yeni uygulamaları cesurca karar verebilmesi NBA’yi daha izlenir hale getirdi.

Stern’in bu uygulamaları NBA’i tüm dünyada eşi benzeri görülmemiş bir uluslararasılaşmaya taşıdı. Bugün NBA, Amerika Birleşik Devletleri dışında, 43 farklı dilde, dünya çapında 205 ülke televizyonundan insanlarla buluşuyor. Bu sihirli oyunu milyarlarca insan aynı anda izliyor. Kısacası Stern’in akıl dolu hamleleri ve televizyon, NBA karakterinin küreselleşmesine ve tam anlamıyla bir show business olmasında önemli bir rol oynadı.

Stern’in ikinci önemli uygulaması ise NBA’in ilk sezonunda yani 1946-47 sezonunda kullanılmış fakat daha sonra rafa kaldırılmış olan Ücret Tavanı (Salary Cap) uygulamasını 1984-85 sezonunda tekrar uygulamaya aldırtarak, NBA’deki küçük ile büyük kulüpler arasında rekabetçi dengenin daha fazla bozulmasına izin vermemesiydi. Bu uygulamayla, ligde mücadele eden takımlar arasında güçlü olanlara karşı güçsüz takımları korumaya yönelik, tamamen korumacı ve eşitlikten yana bir sistem yeniden uygulamaya alındı. Bu uygulama NBA’in küresel bir markaya dönüşmesinde çok önemli bir rol oynadı ve bu sayede yıllık 4 milyar USD’ye yakın bir parasal gelir yaratılabildi.

Mâlum, spor artık dijital yayın olanakları kullanılarak gösteri endüstrisine dönüştürülüyor. Dünyadaki 3 milyara yakın insan bu etkinliği eş zamanlı olarak canlı izleyebiliyor, lisanslı ürünlerini tüketebiliyor ve NBA’ye okyanus ötesinden de finansal destek sağlıyor.