Çöl Tilkisi: Erwin Rommel

01 MART 22 dakika, 49 saniye 22 dakika, 49 saniye.

Çöl Tilkisi: Erwin Rommel

Aralık ayında Mısırdaki General Wavelle komutasındaki İngiliz ordusu, Mareşal Graziani komutasındaki İtalyan ordusunu önlerine katarak kovalamaya başlamış ve 9 Şubat 1941’de El Ageyla’ya ulaşmıştır. Ordusu iyice hırpalanan Mareşal Graziani, son çare olarak Trablus’a çekilmeyi düşünmüş ve Mussolini ’den takviye kuvvetler talep etmiştir. Daha önce Mussolini’nin ricalarını reddeden Hitler, bu defa acele ile 5. Hafif Tümen ve 15. Panzer Tümeninden kurulan Afrika Kolordusunu ve onun komutanı olarak General Rommel’i göndermiştir.

“Rommel, 15 Kasım 1891’de Würtemberg’de doğmuş, 1910’da Danzing Harp Okulundan mezun olmuştur. Birinci Dünya Savaşında, Argon Savaşına katılmış, Fransa, Romanya ve İtalya’da Hizmet etmiştir. İki defa yaralanmış, Demir Haç ve Pour Meritte madalyalarını kazanmıştır. Birinci Dünya Savaşı ve İkinci Dünya Savaşı arasında birçok birlikte görev yapmış ve albaylığa yükselmiştir. İkinci Dünya Savaşının başında Polonya harekâtına katılmış, sonra 15. Zırhlı Kolordu’nun “şeytan tümen” denilen 7. Panzer Tümen Komutanlığına getirilmiştir. 21 Mayıs 1940’da Arras Taarruzunda esir olmak üzereyken kurtulmuş, şövalye haç madalyaları ile onurlandırılmıştır.”

İngiliz istihbarat subayı binbaşının yukarıdaki Rommel raporunu dinleyen General Neame ve General Parry, Rommel’in İtalyanlara moralce takviyeden başka bir mana ifade ettiğini düşünmüyordur.

Afrika görevi 6 Şubat 1941’de tebliğ edilen Rommel, 14 Mart 1941’de hala Führer’in karargâhındadır. İngilizlerin ileri unsurlarıyla bulunduğu El Ageyla’nın kuzeyindeki Agadebya bölgesine mahdut hedefli bir taarruz yapması direktifi veriliyor, sonra şartlar uygun olursa Bingazi’ye kadar taarruza devam edebileceği emrediliyordu. Rommel, çekirdekten yetişme disiplinli bir askerdir ve emirlere mutlaka itaat etmek gerektiğinin bilincindedir. Ama aynı zamanda doğabilecek herhangi bir fırsatı, yüksek komuta istemiyor diye elden kaçıracak kadar inisiyatiften yoksun değildir.

“Vahşi Av Koşusu”

31 Mart 1941 gecesi, İngiliz generaller sakinlik içinde uyurken, sabaha karşı İngiliz Teğmen Miller, derinden gelen bir uğultuyla uyanmıştır.

Tanklar… Karanlıkta daha da irileşen gövdeleriyle güneye doğru ilerliyorlardır.

Teğmenler 7. Zırhlı Tümen’e şu mesajı geçerler: “ Sahil yoluna doğru ilerleyen düşman tankları! Alarm!”

Bu hiç beklenmeyen haber fırtına hızıyla birliklere yayılmıştır. Rommel’in baskın tarzında ki taarruzu sonunda, İngiliz mevzileri yarılmış, Libya’nın merkez bölgesi olan Sireneyka’nın kapısı açılmıştır. Hızla ilerleyen Alman birlikleri, Bingazi’ye olan yolun yarısına varmışlardır. Böylece Rommel’in “ vahşi av” koşusu 2 Haziran 1941’e kadar aralıksız sürecektir.

4 Nisan günü Alman birlikleri, Bingazi’de ki İngiliz birliklerini yenip şehre girmiştir. 7 Nisan’da Alman 5. Hafif Tümenine ait muharebe grupları Mekili’ye taarruzla Sireneyka’nın kilidi sayılan bu şehri ele geçirmiş, General Gambier ve Vaugham’da içlerinde olmak üzere 2000 İngiliz’i esir almıştır. Almanlar önüne kattıkları İngilizleri Mısıra doğru sürüyordur ve Rommel’in hedefi bu kez Mısır’ın kilit noktası Tobruk ’tur. Fakat Rommel’in Tobruk taarruzu şiddetli İngiliz direnişi ile karşılaşmıştır. Yarbay Paneth komutasında ki 8. Makineli Tüfek Tabur’unun kaleye girmeyi başarmasına ve 5. Panzer Alayı’nın tank mayın kuşaklarını geçmesine rağmen, her iki taarruz kolu da açılan şiddetli ateş karşısında daha fazla ilerleyememişlerdir. Tobruk’u süratle ele geçirme planı iyi gitmemiştir, fakat Rommel hemen boyun eğecek bir yaratılışta değildir. Tobruk’u bırakarak ilerlemeye karar verir ve hemen teşkil ettiği iki çevik muharebe grubuna, uzaktan Tobruk ’un doğusuna hareket emrini verir. Rommel, Tobruk ‘un doğusunda yer alan Kapusso ve Sollüm limanlarını, İngilizlerin limanlarda bulunan muhiplerinin bütün toplarıyla bu şehirleri savunan İngiliz birliklerini desteklemelerine karşılık, önce Kapusso, sonra da Sollüm’ü ele geçirip bunlar arasında yer alan stratejik Halfaya Geçidine hakim olunca şimdilik taarruzu durdurmaya karar vermiştir. Tobruk Mayıs ayı ortalarına kadar direnmiş, fakat sonunda Rommel’e boyun eğerek teslim olmuştur.

Rommel, Tobruk muharebelerinde İngilizlere karşı bazı savaş hileleri kullanmıştır. Araçların bir kısmına eski uçak motorları yükleyerek, bunları 100-200 metre aralıklarla peş peşe hareket ettirmiş, bu araçlarda çalışan motorların koca pervanelerinin çölde havaya kaldırdığı toz duman, İngilizlere büyük kıtaların hareket ettiği görüntüsü vermiş ve onları aldatmıştır.

“Battle Axe” Savaş Baltası

İngilizler, Rommel meselesini kökten çözmek ve Tobruk’u kurtarmak maksadıyla bütün ümitlerini bağladıkları bir harekât planlamıştır. Bu harekâta Churchill, “Battle Axe” ( Savaş Baltası) adını vermiştir. 15 Haziran’da harekâtın taarruz kuvvetleri komutanı General Peirs başlangıçta muharebeye 200 tank ve 25.000 er sürmüştür. Hedef Halfaya Geçidini ele geçirdikten sonra Bardiya ve Sollüm arasında düşman zırhlı birliklerini yok etmek ve Tobruk’a ulaşmaktır. Rommel yeni taktikler geliştirmiş 88 ve 12,5’luk anti-tank toplarını beton yuvalara gömdürmüş, çeşitli mayınları uygun istikametlere döşetmiş ve İngilizleri gafil avlamıştır. Halfaya geçidi İngilizler tarafından bir türlü ele geçirilememiş, buradaki bir avuç askerin ölümcül direnmelerine Rommel’in öngörü ve taarruz ruhu eklenince sonuç kaçınılmaz olmuştur. Bu muharebelerde İngilizler ölü, yaralı ve kayıp olarak ağır zayiata uğramakla kalmamış, 100 tank, sayısız araç ve malzeme de kaybetmişlerdir. İngiliz generallerin bütün ümidini bağladığı Matilda zırhlı kuvvetleri, belini zor düzeltebileceği bir yenilgiye uğramıştır. Rommel’in vurulmazlığı ve Alman generallerinin yenilmezliği, Alman esirlerinin anlattığı hikâyelerle İngiliz Ordusu için psikolojik tehlike yaratmaya başlamıştır. Bu yenilgiden sonra Wavelle’nin yerine inadıyla şöhretli Hindistan Başkomutanı Sir Claud Auchinleck’in atanmıştır.

Kuzey Afrika’ya yapılan Alman ikmali zayıflamış, buna karşılık İngilizler gemilerin taşıyabileceği her şeyi getiriyorlar ve her gün biraz daha güçleniyorlardır. İngilizlerin 1000 tank ve zırhlı aracı, 500 Alman ve İtalyan tankına saldırmak için yaklaşıyordur. İki tarafta canını dişine takarak dövüşmüş, bölgeler bir o tarafın, bir bu tarafın eline geçmiştir. Tobruk ve Halfaya arasında geçen dişe diş mücadeleden sonra 1941 Kasım sonunda savaşı hangi tarafın kazandığını söylemek zordur.

2 Aralık 1941’de Rommel Rastenburg’da ki Alman Başkomutanlığına şu telgrafı göndermiştir:

“18 Kasımdan 1 Aralık’a kadar devam eden muharebeler sonunda düşmanın 814 tank ve zırhlı aracı tahrip edilmiş, 127 uçağı düşürülmüştür. Çok miktarda tank, top, araç ve gereç ele geçirilmiş, üçü general olmak üzere 9000 esir alınmıştır.”

Savaş hızını kaybetmesine rağmen yer yer taarruz ve karşı taarruz şeklinde sürüyordu. Rommel ve Auchinleck gladyatörler dövüşmeye devam ediyordu. 15 Aralık’ta Rommel, Alman Başkomutanlığına; bölgesel başarılara karşın zayiatın büyük olduğunu ve yeterli ikmal yapılamadığından birliklerin muharebe gücünün azaldığını, Gazala bölgesini elinde tutmak istediğini, fakat düşmanın kuşatıcı bir taarruzundan korunmak için Mekili ve Derne yolu ile bir çekilmenin uygun olduğunu düşündüğünü yazmıştır. İtalyan Başkomutanı Mareşal Bastico, bu çekilmeye razı olmasa da, Rommel kararından dönmemiştir. Rommel’in tecrübelerine göre yüzlerce kilometre uzunluğundaki Sirenayka çöllerinde bir mevzi tutmak olanaksızdır. Rommel, ilk taarruza başladığı El Ageyla bölgesindeki mevzilerine geri çekiliyordur. Almanlar telaşsız, sakin ve güvenli bir şekilde rahat rahat geriye yürürken, Rommel’in artçı birlikleri de az baş belası değillerdi. Saklanıyorlar, saldırıp kırıp döküp parçalıyorlar, yeteri kadar ezince de geldikleri gibi hızla araçlarına atlayıp, çekip gidiyorlardı. Yolları döşedikleri mayınlarda ayrı bir tehlike yaratıyordu.

Rommel, ah şu “Hilekâr Tilki”

Nihayet Mihver Afrika Kuvvetlerine takviyeler gelmeye başlamıştır. Ve en önemlisi, Kesselring’in 2. Hava Filosunun, doğudan Güney İtalya ve Sicilya’ya intikal ettirilmesidir. Bu hava kuvvetlerinin bölgeye gelişinin etkisi kısa zamanda görülmüş ve Libya’ya yapılan ikmal ulaştırması rahat bir nefes almıştır.

Rommel, 14 Ocak 1942 sabahı karargâhın brifingine katılmış ve onları dinledikten sonra, “Taarruza geçeceğiz baylar” diye kararını bildirmiştir. Çok az subayın katıldığı bu toplantıda bulunanlar şaşırmış, hepsinin aklından tek bir soru geçmiştir. “ Daha yeni çekildiğimiz, postu zar zor kurtardığımız şu sırada mı taarruz?” Rommel’in direktifi ile bir haber el altından, İtalyan Kuzey Afrika Başkomutanlığına doğru sinsice yayılır: “ Rommel yeni bir çekilmeye hazırlanıyor!” İtalyan generaller ve kurmaylar hayretler içinde kaldı. Haberi duyanlar “Rommel, şimdiki mevzii de tutacak halde değilmiş daha da batıya, Trablus yakınlarına kadar çekilecekmiş” diye olayı büyütürler. Roma’da en gizli askeri sırların dahi duyulabileceğini Rommel çok iyi biliyordur. Auchinleck buna pek de inanmamıştır, ısrarla Londra’dan daha fazla bilgi istiyor herkes merakla cevabı bekliyordur. Berlin ne biliyordu?

Herkes bu soruları sorarken Tilki, düşmanı imha maksadıyla taarruza geçme emrini orduya dağıtır. 21 Ocak 1942 günü Alman tanklarının olanca hızıyla kendilerine doğru gelmekte olduğunu gören İngilizlerin, asla beklenmeyen bu taarruz karşısında ağızları açık kalmıştır. Rommel’in hile ve aldatması tam manasıyla baskın sağlamıştır. İlk gün sadece İngiliz Zırhlı Tümeninden 12 uçak, 98 tank ve zırhlı araç ile 38 top ele geçirir, bu tümenin karargâhı dâhil 1000 esir alınmıştır. Ayrıca tonlarca ikmal maddesi Almanların eline geçmiştir. 30 Ocak 1942 sabahı Rommel karargâhının başında Bingazi şehrine girmiştir. Bütün işler bittikten sonra bir muharebe subayı Rommel’in yanına gelip selamlamış ve bir mesaj uzatmıştır. Mesaj Mussolini ’ye aittir. Duçe, Uygun bir ortamdan yararlanarak Rommel’e Bingazi’yi almasını tavsiye ediyordur. Rommel’in cevabı kısa olmuştur: “Bingazi alınmıştır.”

Aynı saatlerde General Auchinleck, Bingazi’den kilometrelerce uzaktaki Kahire’deki karargâhında harita ve raporlara dalmış, düşmanı durduracak çareler peşindedir.

Rommel, şu “Hilekâr Tilki” ne düşünüyor, ne yapmak istiyordu?

“Rommel Geliyor”

Rommel İngilizlerin bir taarruz için hazırlanmakta olduklarını, İngilizlerde Almanların aynı maksat için çalıştıklarını biliyordur. İngiliz askerleri “ Bu Rommel Tilkisinden daha çekeceğimiz var” diye düşünmekteydiler. Rommel İngiliz askerlerin zihninde insanüstü bir yaratık havasına bürünmüştür. Şimşek gibi taarruzları, beklenmeyen aldatıcı hareketleri, yenilmezlik miti, İngiliz askerleri üzerinde çok olumsuz etkiler yaratmıştır. “Rommel geliyor” sözü bile yeterliydi; sanki ejderha geliyordu. İngiliz ordusu komutanı Auchinleck “Rommel” isminden bahsetmeyi yasaklamış ve “Alman” kelimesi yerine “Mihver kuvvetleri” denilmesini yazılı bir emirle bütün birliklere duyurmuştur.

“Gazala ve Got El Valeh”

Rommel ve Afrika savaşları denilince akla ilk gelen savaşlardan birisi Gazala savaşıdır. İngilizlerin savundukları Derne-Tobruk arasındaki Gazala mevkii çok iyi tahkim edilmiş, çok teknik ve görülmemiş düzeyde moderndir. Sahilde Gazala bölgesinden başlayıp, çölün derinliğinde; birinci kuşak gerisinde de iki ve üçüncü kuşaktan oluşan mevziler, mükemmel şekilde, engeller sisteminden meydana getirilmiş haldedir. İngiliz birlikleri de ileri, orta ve geri kademeler şeklinde zırhlı ve motorlu birlikler olarak bölgede mevzilenmiş ve bunların aralarında konuşlandırılmıştır. İngilizler cepheyi üç tümen ve birkaç tugayla tutarken, iki tümen ve tank tugaylarını ihtiyatta tutmuşlardır. Her iki tarafında ortalama ordu mevcutları 100.000’dir Mihverin tank toplamı 320 Alman, 240 İtalyan olmak üzere 560 iken; İngilizler 881 tanka sahiptir.

Rommel’in Gazala planı kısaca şöyledir: 4 İtalyan Piyade Tümeni cepheden taarruzla düşmanı tespit edecek. 15. Ve 2. Alman Panzer Tümenleri, Ariete İtalyan Zırhlı Tümeni birinci kademede, iki motorlu piyade tümeni ikinci kademede yer alacak şekilde, kuşatma harekâtını gerçekleştireceklerdi.

Rommel’in taarruzu 26 Mayıs günü saat 14.00’te yüzlerce topun gürlemesi ve Stukaların düşman mevzileri üzerine pike yapmasıyla başlamıştır. İngiliz hava keşif raporları Almanların cephe taarruzu yaptığını anlatıyordur ama karşılarında Rommel gibi bir tilki vardır. 26/27 Mayıs gecesi karanlığın çökmesiyle birlikte, cepheye doğru hareket halindeki bu muazzam insan ve araç kitlesi güneye doğru geniş bir çarkla yön değiştirmiştir. Kuşatma harekâtı başlamıştır. Bu, bugüne kadar böylesi büyük çapta yapılmış bir yaklaşma yürüyüşü ve aldatma hareketinin ilkidir. İngilizler takviye olarak, Amerika’nın gönderdiği Grant tanklarının 7,7 cm’lik toplarının 5,7 cm’lik top taşıyan Alman Mark-3 tanklarından üstün olduğu görülmüştür. Kuzey istikametinde harekata devam eden zırhlı tümenlerin öncüleri neredeyse denizi görecekleri sırada El Adem’e varan 90. Hafif Tümen’le irtibatları kesilmiş, geriden ikmal araçları gelmez olmuş ve Afrika kolordusu adeta çölün ortasına kalakalmıştır. 15. Panzer Tümeni 60-70 Grant Tankı ile takviyeli bir düşman zırhlı birliğinin taarruzuna uğramış ve kısa zamanda büyük bir kısmı imha edilmiştir. Rommel bu kritik durumda topladığı savaş meclisinde, General Nehring, General Cause, Westphal ve Bayerlein vardır. Hepsi durumun ciddiyeti konusunda hemfikirdir. Afrika Kolordusunu bir kapana sokmamak gerekiyordur ve Rommel çekilmeyi kabul etmiştir. General Ritchie, bu durumu zafer olarak değerlenmiş ve acele bir kanaatle Kahire’ye “Rommel kaçıyor” mesajını çekmiştir.

“Got El Valeh ele geçirilecek ve 150. Tugay oradan sökülüp atılacaktır.” Bu Rommel’in kesin emri ve aynı zamanda son şansıdır. 1 Haziran 1942’de 12 tank mayın tarlalarına düştü ve saf dışı kalmıştır. Muharebe grubunun taarruzu ise İngiliz topçu ve makineli tüfek ateşleriyle durdurulmuştur. O günkü muharebe Almanlar için yenilgi ve ümitsizlik getirmiştir. 2 Haziran sabahı Alman topçusu bütün gücüyle 150. İngiliz Tugayı’nın mevzilerini yumuşatmaya başlamıştır, fakat o sırada Stukalar Alman mevzilerine bombalarını bırakmaya başlayarak kendi birliklerini vuruyorlardır. Bunu fırsat bilen İngilizler karşı taarruza geçmişlerdir ve bu taarruz zor durdurulmuştur.

“Hedefimiz Nil”

1 Haziran 1942’de Rommel aniden Albay Bayerlein’e “ Atla arabaya Bayerlein, Bir El Hakim’e gidiyoruz” demiştir. İtalyanlar, 25 Mayıstan beri Bir El Hakim tahkimli bölgesinde hiçbir şey becerememişlerdir. Rommel yeni bir muharebe grubu teşkil ederek Bir El Hakim’i zapt etmeye karar vermiştir. Burası Gazala’nın en ucunda, Hür Fransız Tugayı ile bir Yahudi taburu tarafından savunulmaktadır. Burası düşerse Gazala mevziinde de tutunma imkânı kalmayacağı gibi Tobruk yolu da açılmış olacaktır. Fakat burası 3000 Fransız ve 1000 Yahudi askeri tarafından geçilmez bir hale getirilmiştir. Ancak buradaki kuvvetleri bölgeden 10 Haziranda çıkarabilmişlerdir. Daha sonra Rommel, Tobruk’a doğru ileri harekâtına devam etmiştir. Zırhlı motorlu birliklerini Tobruk ’un etrafından dolaştırıp doğuya doğru sevk etmiş, savunuculara geçen yıl olduğu gibi yine Tobruk’a dokunmadan Mısır istikametinde ilerlemeye devam edecek hissi vermiştir. Tobruk muharebesinin başladığı günün sabahından beri, Tobruk Garnizon Komutanı General Klapper kendisine bir türlü komuta yeri bulamamıştır. Nereye sığınsa, uçaklar ve topçular tarafından ateş altına alındığı için çalışamaz hale gelmiştir. O kadar bel bağlanan tahkimat ve mevzilerin tek tek elden çıkması sonucu akşam saatlerine doğru Klapper emir veremez, verse de muhatap bulamaz olmuştur. Klapper’ in Kahire’ye son mesajı şöyledir: “ Düşman kuşatmasını yararak çıkmak için geç kalınmıştır. Araçlarımızın çoğu tahrip edilmiş, hareket olanağımız kalmamıştır…”

Nihayet gece, her türlü irtibatı kesilmiş 1-2 mevzi hariç, şehir düşmüştür. 33.000 kişilik esir kafileleri uzun şeritler halinde uzayıp gidiyordur. Ele geçirilen tank, top, silah, araç ve ikmal maddelerinin haddi hesabı yoktur. Rommel şimdi, bunlarla ordusunun eksiklerini rahatlıkla karşılayacak ve geniş çapta bir harekâta sıkıntısız hazır olacaktır.

21 Haziran akşamı şu günlük emri yayımlamıştır:

“Afrika zırhlı ordusunun askerleri. Şimdi düşmanı kati olarak imha etmemiz lazım. Gelecek günlerde sizden büyük isteklerim olacak ve bu surette hedefimize ulaşmak imkânı bulacağız. Hedefimiz…”

Onun hedefi “Nil’dir…

Rommel’ göre, Tobruk ‘un zaptından sonra asıl hedef Mısır’dır ve elle tutulur bir mesafe kalmıştır.

“Rommel El Alameyn kapılarında…”


Almanlar düşene kalkana bakmadan hızla Mısır topraklarında ilerlemekteydiler. Rommel bir ara grup komutanlarından Yüzbaşı Briel ’in yanına gelip haritasını katlarken “ Eh Briel, askerlerinle doğru İskenderiye’ye yürüyecek ve şehrin dış kapılarında durup beni bekleyeceksin” demiştir. “ Yarın geldiğim zaman şehre beraber girer, seninle bir kahve içeriz.” diye de eklemiştir. Bunun manası Mısır’ın fethiydi, büyük bir şan ve şöhret anlamına gelmekteydi. El Alameyn ’den önceki El Daba 4 saat içinde ele geçirilmiştir. En önde Yüzbaşı Briel ilerlemekte, 15. Ve 21. Panzer Tümenleri ile 90. Motorlu Tümen de İskenderiye yolu üzerinde yürüyüşe başlamış bulunmaktadır. Almanların, El Alameyn mevziindeki tahkimat ve mayın tarlalarından haberi yoktur. Mevzi şu sıralarda 1. Güney Afrika Tümeni, 6. Yeni Zelanda ve 18. Hint Tugayı tarafından tutulmaktadır. Panzer Ordusu El Alameyn mevzilerine yaklaştıkça yoğun hava taarruzlarına uğramaya başlamıştır. Rommel ilk defa bu kadar şiddetli hava hücumlarına maruz kalmaktadır. Kuzey Afrika savaşı en yüksek noktasına ulaşmıştır. Tansiyon artmış, sinirler gerilmiştir. Rommel 30 Haziranda taktik komuta yerinde komutanlarla bir toplantı yapmış ve 1 Temmuz sabahı El Alameyn mevzilerine taarruza başlanılmasını emretmiştir. Afrika Kolordusu bütün süratiyle El Fajda- Kahire genel istikametinde ilerleyecektir. Yüzbaşı Briel ‘in muharebe grubu, El Alameyn mevzilerini topçu ateşine tutunca, İngilizler onun keşif taarruzunu, Alman Asıl Kuvvetlerinin taarruzu sanmışlardır.

“Alman ana kuvvetleri nasıl olurdu da bu kadar kısa sürede El Alameyn’e ulaşabilirdi? Ama şu Tilki Adam’ın bulunduğu yerde her şey mümkündü.”

Almanların mevziiye taarruza başladıkları haberi, yıldırım hızıyla bütün İskenderiye’ye yayılmıştır: “ Rommel El Alameyn kapılarında…” Bir zamanlar Romalıların bağırdığı gibi: “Anibal kapımızda…”

İngiliz askerlerinin neredeyse tamamı İskenderiye’yi terk etmiş, tahrip müfrezeleri rıhtım, liman tesisleri ve diğer kritik yerleri tahribe hazırlamış olarak beklemektedir. Kahire ve İskenderiye’de muazzam bir göç başlamıştır. İngilizler bütün dokümanları yakmış, İngiliz kamu kuruluşlarını içi dolu kamyonlarla Filistin’e göndermişlerdir. O Gün General Auchinleck, Nil deltasını tahliyeye karar vermiş ve 8. Ordu’nun kalanı ile Sudan, Filistin ve Irak’a çekilmeyi planlamıştır.

Rommel’in taarruz planı; Güney’den, Kattara çukuru civarından taarruz edeceği hissi verirken, hızla kuzeye doğru dönerek, 90. Hafif Tümen desteğinde 21. Panzer Tümeniyle, El Alameyn bölgesindeki düşmanı çevirip imha etmek. Arkadan, Afrika kolordusuna 21. Tümen’i de katarak güneye yönelip, düşman gerilerine sarkıp imhayı tamamlamak ve Süveyş ve Kahire’yi ele geçirmektir.

Savaşlarında yazgıları vardır! Kader yavaş yavaş sırtını Rommel’e dönmeye başlamıştır. Temmuzun ilk günü Almanların atağıyla başlayan savaş, temmuz boyunca devam etmiştir. Ne Rommel hattı aşabilmekte, ne de İngilizler Almanları savunmanın önünden atabilmektedir. İngilizler üzerlerinden Rommel isminden gelen korkuyu atamamışlardı fakat Rommel’in hareket savaşından, mevzii savaşına çevirmeyi başarmışlardır. Ağustosta İngiliz komutanları değiştirilmiş ve 8. Ordu’nun başına General Montgomery getirilmiştir.

“Hakiki Rommel”

Harekâtın kapalı adı, “Hakiki Rommel”dir. Rommel’in taarruzunun başarısı iki faktöre bağlıdır: Aldatma ve Sürat. Aldatma olmamıştı, çünkü İngiliz Hava Kuvvetleri aldatma yoluyla sıklet merkezini gizlemeyi ortaya çıkarmıştılar, gizlemeler acemice yapılmıştı, sahte tesisler İngilizleri kandırmaya yetmemiştir. 2. Faktör süratti: Mayın tarlalarından geçip açılmalı, mevzilerin yarılması bir gecede şimşek hızıyla yapılmalıydı. Bu olmazsa, düşman ihtiyatları bir karşı taarruz yapabilir veya hemen bir tıkama mevzii işgal edebilirlerdi. 29/30 Ağustos geceleri Afrika kolordusu gizlice kuzeyden güneye kaydırılmıştır ve 30 Ağustos gece yarısından sonra da 15. Panzer Tümeni düşmanla temasa geçmiştir ama kuvvetli bir direnişle karşılaşmıştır. Bombaların yağdığı bir sırada Afrika Kolordu komutanı General Nehring iki kötü haberi aynı anda almıştır. 21. Panzer Tümen komutanı General Bismarck vurulmuş, 90. Hafif Tümen komutanı General Kleeman da yaralanmıştır. Planın dayandığı ilk şart ve faktör olan “baskın” tesiri neredeyse ortadan kalkmıştır. Panzer Tümenleri hala mayın tarlalarının içinde çabalayıp duruyorlarken, İngiliz avcı uçakları da küçük çaplı toplarıyla Alman birlikleri üzerinde dehşet yaratmaktadır. Güneşin ilk ışıklarıyla General Nehring ’in aracı da bir İngiliz avcı uçağının taarruzuna uğramış, 2 erle 1 subay ölmüş ve Nehring ’de yaralanmıştır. 2. Şart ve faktör olan “Sürat” de gerçekleşmemiştir. Almanlar beklenmeyen ölçüde mayın ve engelle karşılaşmışlardır.

1 Eylül’de 15. Ve 7. Panzer Tümenleri taarruzlarını yenilemiş, 15 km kadar da ilerlemişlerdir ama İngilizler karşı taarruza geçerek Alman birliklerini mıhlamıştır. Afrika Kolordusu karargâhı da uçak taarruzlarına uğramış ve karargâh mensubu 7 subay yarım saat içinde vurularak ölmüşlerdir. Birliklerin akaryakıt ikmali ise zorlukla karşılanmaktadır, bazı birlikler benzin yokluğundan durmuş ve dökülmeye başlamıştır. Rommel, gerçeği ve yenilgiyi kabul edip taarruzu durdurarak çekilme kararı almıştır. Alman askerleri sürekli savaşmaktan bitap harap olmuşlardır. Akaryakıt ve kullanılabilir tank çok azalmıştır. Rommel’in artık saldırı gücü kalmamıştır. Çöl Tilkisinin ne ikmali vardır ne de dinç bir ordusu. 23 Ekim’de İngilizler, kuzey cephesinden üç piyade tümeniyle taarruza geçmişlerdir. Taarruzu 240 namluyla ağır topçu destekliyordur. Montgomery, 1. Ve 10. Zırhlı Tümenleri, 700 tankla muharebeye sürmüştür. İngiliz savaş uçakları da bombalar yağdırarak, bu mahşer gününe katılıyordur. 24 Ekim’de Afrika’ya geleli henüz bir ay olan General Stumme, İngiliz tanksavar ve makineli tüfeklerinin ateşine maruz kalmıştır. Arkasından koşan keşif kolu, onu vurduğu yerde ölü olarak bulmuştur. 25 Ekim’de ordusunun başına dönen Rommel, kayıpların çok olduğunu ve akaryakıtlarının bitmek üzere olduğunu görmüştür. Rommel savunmaya devam ediyordur ancak savaşın mevzii savaşına dönmesi kırılma noktası yaratmıştır. Muharebenin dokuzuncu günü, İngilizler 400 top ve ağır silahlarla Alman mevzilerine çelik kusmuşlardır. Montgomery’nin ileri hatlardaki 400 tankından başka ihtiyatta 300 tankı mevcuttur. Rommel’in elinde ise 80-100 Alman ve İtalyan tankı vardır. Rommel, “karşı taarruza hazır olun” emri verir. Muharebe grupları, karargâh askerleri, ihtiyatlar, aşçılar, kim varsa taarruza katılmıştır. Son bir gayretle İngilizlerin açtığı 4-5 kilometrelik gedik kapatılır. Afrika Kolordusunun elinde 35 tank kalmışken, Montgomery ihtiyattaki 300 tankı da muharebeye sokmuştur. Alman Panzer ve Topçu alaylarının çoğu komutanları dâhil son erine kadar dövüşüp ölmüşlerdir. 3 Kasım akşamı muharebe meydanı her iki taraf içinde kan, ateş ve ıstırap doludur.

“Son mermiye kadar savunmaya devam”

4 Kasım saat 13.00’te Kurmay Başkanı Westphal bir raporu okuyarak haritayı tahkik ediyorken, emir subaylarından Yüzbaşı Von Heldorf içeri girdi ve Führer’den bir emir, başkanım” diyerek mesajı ona uzatmıştır. Führer mesajında “Sizin için ölmek veya muzaffer olmaktan başka bir çıkar yol kalmamıştır.” diyordur. Rommel, Albay Westphal ’in bütün ısrarlarına rağmen “son mermiye kadar devam” emri vermiştir. 5 Kasım sabahı 08.00’de Montgomery yeniden taarruza başlamıştır. Alman telsiz dinleme postaları Montgomery’e çekilen bir düşman mesajını tespit etmişlerdir. “ Thomas Von Ritter adında bir Alman Generali tutsak alınmıştır.”

El Alameyn ’deki savunma birliklerinin hepsinin durumu kötüdür. İngilizlerin teslim olma tekliflerini reddeden İtalyanlar, kuşatılmış olmalarına rağmen Rommel’in emrettiği şekilde son tanka ve son mermiye kadar çarpışmaya devam etmişlerdir. Bu buhranlı günün öğle saatlerinde Mareşal Kesselring, Rommel’in karargâhına ulaşmıştır ve Hitlerin emrinin makul bir yanı olmadığını dile getirmiştir. Rommel ve Kesselring Führer’in kararının yanlış olduğu hakkında fikir birliği içindedir. Kesselring Rastenburg’a Rommel’i destekleyen bir mesaj yollamıştır. Gece yarısı Hitler’den Rommel’e gelen emir sonunda Çöl Tilkisi geri çekilmektedir.

“Kaygıların Pençesinde”

Bir yenilgiden sonra çekilme, dehşet verici bir haldir. Bundan da müthişi, “mümkün olanı kurtarma” düşüncesi ve telaşıdır. El Alameyn yenilgisi, kötü bir talih ya da bir yanlış kullanmadan değildir. Mevcut tehlike ve teklifler bildirilmiş olmasına rağmen Yüksek Komutanlık bunları dikkate almamıştır. El Alameyn ’de Çöl Tilkisinin adeta beli kırılmış ve kolu kanadı budanmıştır. Adamlarını kurtarmak için geri çekilen Rommel’in amacı birliklerini Tunus’a ulaştırabilmektir. Askerlerini kısa sürede Tunus’a ulaştıran Çöl Tilkisi, bu cephede ‘de kısa süreli savaşmıştır.

Osman Pamukoğlu

Trampetler Çalarken / “Çöl Tilkisi” Erwin Rommel