Büyük Kardeş

19 NİSAN 2 dakika, 25 saniye 2 dakika, 25 saniye.

Çocukluğumun büyük kardeşi olmak istiyorum. Yanında durup başını okşamak. Sonra da geçmeyecek küçüğüm hiç bir acı geçmeyecek; sadece alışacaksın ve öğreneceksin; önce kendin dışında her şey olmayı. Beni bulmak içinse çok çaba harcamalısın. Bulur musun bilmem ama bu çaba değer yaşamaya. Sana güzel şeyler yaşayacaksın diyeceğim elbette ama en çok acıları hatırlayacaksın. Sevinçlerin yüzünde söndüğü her yerde bir çizik olmayacak ama zaman yanığı çizgileri taşıyacak yüzün ve buna da büyümek diyeceksin. En çok resimler seni şaşırtacak mesela bu ben miyim diyeceksin; çünkü aynada değişen yüzüne inanılmaz bir hızda alışacaksın. Bu ben miyim diye aynaya değil de resimlere soracaksın. Alışmayı seveceksin küçüğüm onsuz yaşayamazsın çünkü. Geçip giden hayatı senin bileceksin ve değişim elimde diyeceksin. Her gün yeni bir hayalle konuşacaksın kendinle. Sürekli değişen planlarla. Saatin alarmını ertelemek gibi düşüneceksin yapamadıklarını. Beş dakika daha... Olmayan zamanını harcayıp oyuncak alacaksın, sağlığını harcayıp para alacaksın, yüreğini harcayıp sevdiğini sanacaksın. Hayal kırıklığını tamir edecek bir merci bulamadığında kırıkların kestiği kanayan her yerine “zaman” basmayı öğreneceksin. Hayır demeyi değil de “hayır”lısı demeyi öğreneceksin. Sonra seveceksin bulduğunu sandığın kendini ve kendine iyi bak dediklerinde daha bir sıkı sarılacaksın ona. “Yaşam”la değişen şartlara uyum sağlasa da kendine yabancı bir ben bulacaksın aynada. Baktığında yalan söylemeyi “beyaz” sayacak bu rengi de kutsal bileceksin. Doğarken kanınla kirlettiğin beyaz bezleri saklamıyorlar işte ölürken daha beyaz taze bez sarıyorlar iyi baktığını düşündüğün kendine. Seveceksin elbette ve sevileceksin küçüğüm. Bir tek bundan pişman olmayacaksın; sevginin bir alma işi değilde verme işi olduğunu bildiğinde. Küçüğüm gülümsemeni kaybetme, bazen tek sermayen o olacak; sevinmek için ve bazen de boş vermek için. Eğilip büküleceksin, patronun önünde, kutsal bildiğinin önünde ve içine içine yağacak okların diğerine batırmak yerine. Yine de ben ne dersem diyeyim bir kulağından girip öbüründen çıkacak. Çünkü deneme yanılma yolu dışında asla öğrenemeyeceksin. Sobanın ısısını elin yanınca anlayacaksın yani. Yine de güzeli emin ol yaşamak. Koklamak en sevdiğini mesela, bile bile kandırılmak mesela, gülüp geçmek mesela ve şunu diyebilmek: “size inat varım ve ben benim”. Kendine iyi bak küçüğüm kendin olana kadar. 

EMRE GÜRSES

'' Hayal kırıklığını tamir edecek bir merci bulamadığında kırıkların kestiği kanayan her yerine “zaman” basmayı öğreneceksin.'' Bu cümleye bütün duygularımı bıraktım Ömer abi. Bu yazın için söyleyecek çok şeyim var ama söyleyememek daha ağır basıyor. Her cümle çok ağır ve etkileyici. Çok ama çok sevdim.. Yüreğine sağlık abi, bütün samimiyetimle söylüyorum büyük bir hevesle bekliyor olacağım yazılarını.. Selametle...

18 NİS 2021