Bu şehir

29 KASIM 1 dakika, 29 saniye 1 dakika, 29 saniye.

Bu şehir yaşatmıyor hiç bir şeyi.

Ne umudu, ne mutluluğu, Ne aşkı, ne gururu

"Aşkın yolunu seçersen yaşatır seni" demişti.

Salaş bir meyhanede içkisini yudumlarken pek tanınmamış olan bir şair.

Aşkın yolunu seçtim ve yaşatmadı bu şehir.

Ama acıyı öğretti, hasreti öğretti,

Yaşamayı değil; yaşarken ölmeyi öğretti bu şehir.

En çokta yanlizligi öğretti.

Varken yok olmayı,

Açken tok olmayı,

Yağmur yağarken susuz kalmayı öğretti.

Seninle umuda koşarken sensiz umutsuzca sürünmeyi,

Seni seviyorum diye haykırmak isterken susmayi,

Parlak gökyüzüne bakarken kara bulutlari görmeyi,

Seninle neşeli yaz şarkıları söylerken şiir yazmayı öğretti bu şehir.

Hep diyorum ya yaşatmıyor bu şehir.

Sensizligin dibine vurmusken sensiz kalamiyorum.

Biliyorum bir yerlerden fırlayıp çıkacak hatıralar;

O an dökülecek senin için biriktirdigim tüm göz yaşlarim.

Evet ağlarım bu yaşıma kadar sadece senin için ağladim.

Sana soruyorum beni sana neden bu kadar bağladın.

Saymadim, saymıyorum sensiz geçen günleri.

Çünkü sen gittiğinden beri günler hiç geçmedi.

Güneş hiç doğmadı bunun için gece hiç bitmedi.

Bekliyorum geri gelmeni, en azından umud ediyorum ama bu şehirde hala kış var.

Gel artık gel artik da gelsin bahar.

Güller açsın griye teslim olmuş bu şehrin heryerinde

Kelebekler ucsun, kuşlar ötsün, çocuklar koşsun kalbimin sokaklarında.

Bir şenlik yeri kurulsun, herkes mutlu olsun.

Gel de huzur bulsun bedenim.

Sensiz fazla kalamam bu şehirde; sığmıyor ruhum bu şehire

Biraz daha beklerim sonra terk ederim bu şehri.

Sende mutlu ol artık başka şehirlerde.