Arada kalmış yaşamlar!

23 KASIM 4 dakika, 9 saniye 4 dakika, 9 saniye.

Berlin duvarının yıkılmasıyla birlikte Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin (KKTC) başkenti Lefkoşa, Dünya üzerinde tek bölünmüş başkent unvanını taşıyor, şehrin kuzeyinde Türkler, güneyinde ise Rumlar yaşıyor. Şehri ortadan ikiye ayıran yeşil hat, Birleşmiş Milletler kontrolündedir .Kıbrıs Cumhuriyeti tüm şehrin idaresine sahip olsa da de facto olarak sadece Güney Lefkoşa'ya hakimdir. Kuzey Lefkoşa Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti hakimiyeti altındadır. İki kesim Birleşmiş Milletler Barış Gücü idaresindeki bir Ara Bölge ile ayrılır.

Kısaca Rumlar için Nicosia Türkler için Lefkoşa dünyanın ortadan ikiye ayrılmış tek başkenti olunca kaçınılmaz olarak bazı hayatları da tam ortasından ikiye ayırıyor. Size anlatmak istediğim topluluk azınlık olarak Kıbrıs adasının iki bölgesinde de yaşayan Maronit toplumudur.

Maronitler, Orta Çağ'da Levant'tan dinsel ve siyasi çatışmalar sebebiyle kaçarak, Kıbrıs'a yerleşen ve Maruni Kilisesi üyesi olan, günümüzde de varlıklarını devam ettiren topluluk. Ana dilleri Arapça olmak üzere Yunanca ile Türkçe de konuşmaktadırlar. İbadet ve ayinlerini Arapça olarak gerçekleştirirler. Doğu Katolik Kilisesi ve Batı Suriye Ayini'ne bağlı olmakla birlikte topluluk olarak Roma Katolik Kilisesi'ne mensupturlar.

Kıbrıs Cumhuriyeti Anayasası'nda verilen haklar ile Ermeniler ve Latinler'le birlikte, Temsilciler Meclisi'ne bir üye göndermektedirler. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği verilerine göre Kıbrıs'ta 5000 civarı Maronit yaşamaktadır Ayrıca Birleşmiş Milletler'in verilerine göre Kuzey Kıbrıs'ta, Koruçam yerleşiminde 165 Maronit yaşamaktadır Koruçam'da Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs Harekâtı'ndan önce 2000 civarı Maronit yaşarken, 1974'ten sonra buradaki kişiler Kıbrıs Cumhuriyeti'nin kontrolündeki yerleşim birimlerine göç ettiler.

Maronit kaynaklarına göre, Maronitler, Haçlı Seferleri sırasında Levant'tan Kıbrıs'a esir olarak getirilmişlerdi ve nüfusları 60 bin kadardı. Adanın kuzeyinde altmış köyleri vardı.Süre gelen zamanla küçülmüş olan bu topluluk halen Kuzey Kıbrıs’ın Türk tarafında yaşadıkları köyde turizm açısından son derece önemli bir role sahipler geleneklerini ve kültürlerini koruyarak yaşamlarını devam ettirmektedirler.

Biraz Koruçam köyünden bahsedelim;

Üç dille yazılmış yön tabelalarına bakarak dar sokaklarını keşfetmenin tadını çıkarabileceğiniz ve şahane Rum mimarisine sahip eski taş evleri ilgiyle inceleyeceksiniz. Süslemeli kapılar ayrı dikkatinizi çekecek ve her evin kapısının üstünde yazan tarihin evin inşaa edildiği tarih olduğunu anlayınca ilginiz daha da artacak. Aziz George meydanında durup etrafı izleyebilir 19.yüzyıldan kalma Rum Ortodoks kilisesini ziyaret edebilirsiniz. Köy meydanında bulunan kahve de oturup Con kahve içmeyi de ihmal etmeyin derim.

Eğer Nisan veya Mayıs aylarına denk gelen bir seyehatiniz olursa mutlaka festival zamanına denk getirin derim. Tarihler net olmadığı için araştırmanız gerekecek. Oldukça eğlenceli ve keyifli festival zamanını görmenizde fayda var. Festival de Maronit kültürüne has yeme içme ve görsel şenlikler ilginizi çekecek yine Maronit kültürüne ait el işçiliği eşyalarından satınalabilirsiniz.

Fakat bir Pazar günü yolunuz Koruçam’a düşerse mutlaka Aziz George kilisesinde Pazar ayinini dinleyin derim. Sonrasında insanlarla diyalog kurabilir kültürleri hakkında geniş bilgiler elde edebilisiniz. Gençleri Türkçe ve İngilizce konuşabilir ancak yaşlı Maronitler Rumca ve Yunanca konuşsalar da biraz Türkçe bilirler.

Pazar gününün bir başka keyfi ise Ayin sonrası Maronitlerin hep birlikte Yorgo Kasap restauratta yemek yemesidir. Mutlaka siz de aralarına katılın bir masada yemeğin keyfini çıkartırken Şahane rum müzikleri dinleyebilir aralarındaki eğlenceli konuşmalara şahitlik edebilirsiniz. Kendisi de Maronit olan Maria’nın güler yüzüyle yaptığı servis restauranta gelen herkesle kurduğu bağ ve diyalog ilk dikkatinizi çeken şey olacak. Rahmetli babasından sonra bayrağı devralan Maria’ya mutfakta annesi yardımcı oluyor. Özellikle fırın kebabını denemelisiniz atmosferin tadını çıkartırken farkedeceksiniz ki ev yapımı şarabın lezzeti sizi çok etkileyecek. Genel olarak kullanılan malzemenin çoğunluğu “Etler ve Sebzeler” kendi üretimidir zaten doğallığından anlayacaksınız.

Özetle Maronit toplumu iki ayrı devletin arada kalmış halkı olsa da Turizm açısından iki devletin de baş rolündedir. Yolunuz eğer bir gün Kıbrıs’ın Kuzeyine düşerse mutlaka görün derim.



İBRAHIM BAŞEĞMEZ

Mutlaka buraları görmek, bu kültürü deneyimlemek istiyorum. En kısa zamanda, umarım. :)

23 KAS 2020 Murat Doğan

HASAN ÇAĞLAR

Mutlaka İbrahim, önümüzdeki Nisan-Mayıs dönemine bir gezi planı yapalım.

23 KAS 2020 İbrahim Başeğmez